Güzelliğin Lanetlenişi
  • Reads 2,245
  • Votes 220
  • Parts 6
  • Reads 2,245
  • Votes 220
  • Parts 6
Complete, First published Mar 03, 2021
Ve ben, güzelliğime rağmen kalbimde kibri taşıyordum. Bunun sebebi bir prenses olmam değil, aynaya baktığımda gördüğüm kutsal güzelliğin kendisiydi. Saatlerce aynanın karşısında dikilir, parmaklarımın ucuyla çilli yanaklarıma dokunur ve okyanus mavisi gözlerimin benden başka kimsede olamayacak bir renge sahip olduğunu fısıldar dururdum.
Ve aynadaki kızı öperdim, yaşamımın her anında sabah uyandığımda ilk yaptığım şey bu olurdu. Kendime tapıyordum ve insanların bana tapmasını olağan buluyordum. Her yeni yaşımla birlikte aldığım farklı güzellik, bu tapınmaya ihtiyaç duymamla sonuçlandı. Bana saygı ve aşkla bakmayan bir göz dahi hayal edemiyor, fakat insanlara onların gözlerine bakacak kadar değer de vermiyordum. İnsanlar benim için gölgeler gibiydi; aniden beliriyorlar ve sessizce kayboluyorlardı.

Sarayda yapayalnız büyüyor olmam Kral babamın canını sıktı ve beni biriyle tanıştırdı. Söylediğine göre bu çocuk, Mısır'dan Kızıl Krallığa sürülmüştü. Bunun sebebini bilmemekle birlikte, bu köle denen çocuğun aslında köle değil, prens olduğunu çok sonralarda öğrenecektim.
All Rights Reserved
Sign up to add Güzelliğin Lanetlenişi to your library and receive updates
or
#70çirkin
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
UNUTULAN/Tamamlandı  by Meleziniz04
56 parts Complete
Unutulan... Hayatında ailesini sayılı gören, ailesine yük olduğunun bilincinde bir kadın... Hayatı tekrar altüst olacak olan bu kadını, gururu ayakta tutacak ardından bir kadının asıl gücünü insanların yüzüne çarpacaktı ancak ondan önce hayatın herkese gösterdiği o sert yüzüne bir kez daha şahit olmalıydı... Bu kadın: Afra Demir... Araf Tunç... Sadece adını duyduğunuzda içinize korku salınan, ona sesinizi yükseltmeyi bırakın dudağında beliren o küçük tebessümün şeytandan çalıntı olduğunu bildiğimiz adam. Tek bir zaafı var, sevdiği kadın. Düşündüğünüz gibi başta ona kötü davranmadı, ona bir kadın olduğu için saygı gösterdi. Sevdiği kadına sesini yükseltmemek için gerektiğinde bir yerleri yaktı ama saf zehri sevdiği kadını hiçbir zaman yakmadı. Egemen Soylu. İyi olduğunu düşündüğümüz ama öyle olmayan bir adam. Hayat gibi, diğer insanlar gibi... Beni rahat bıraktığında karşıma geçmişti. "Yalvar." yüzüne küçümseyen bir bakış attığımda "Bana 'Yalvar.' demem için yalvardığının farkında mısın? Gerçekten hala benim güçsüz olduğumu mu düşünüyorsun?Sen bir kadını bu kadar küçümseyerek yanılıyorsun." NOT: İlk birkaç bölüme bakarak asla karar vermeyin, gerekirse kitabın yayımlanmış son bölümüne bakın ancak ilk bölümler ile bir ön yargı içine girmeyin. Bu kitap kendisine kötü davranan bir adama aşık olan bir kadının hikayesi değil çünkü bu bir kadın olarak ona hakaret olur. Bu yaşadığı şeylerden sonra güçlenen ve baştan beri sert mizaca sahip olmasına rağmen üzerine titreyen bir adama kavuşmasının hikayesidir. Kitaplarımın tüm hakları saklıdır, çalınma veyahut kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ by yildizmutlu91
92 parts Ongoing
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Elementler # 1. Krallık # 1.Takıntı # 1. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
You may also like
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
UNUTULAN/Tamamlandı  cover
Beni Tutuklar Mısın? (Çevikçi Serisi-1)🇹🇷 cover
Asmin cover
Yılan Yuvası cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover
KUMPAS cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
Yüreğimde Aşk Saklı (TAMAMLANDI) cover
ASYA'NIN AYNASI cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.