Zaman ölümle birlikte ilmik ilmik işleniyordu. Gözlerim yanıyor karşımdaki görüntü hiçbir zaman net olmuyordu.Cerihalar etrafa dağıldı, kendimi kendi benliğimin içinde kaybettim ve kendime mesken edindiğim karanlıkta kayboldum. Zulmette süzülürken her şey daha bilinmeze dönüştü. Zaman anlamı yitirdiği vakit, içimde yaşadığım bu anı ruh değişimlerini bir ipe bağladım ve birlikte karanlığa asıldık. Sert rüzgar bu ruhsuz karanlıkta tehlike barındıran ıslık çalıyor, ruhumun vaveylaları bu ölüm melodisini bastıramıyordu. Ressam önündeki portreye tüm kinini kustu, yaptığı şovun kahkahası dudaklarında tutunurken düşüncelerinde yeşeren pişmanlık, bir bir kendini göstermeye başladı, kahkahası ufak ufak yok olurken parmaklarına karışan kan ,artık bir kaybın geri dönülemez yolda olduğunu bir kez daha anlatmış oldu. Karanlıkta salınırken her şey çok basitti. Eflal kimsesizliğin içinde kendine bir yer ayırmışken peşini bırakmayan geçmiş, hiç beklemediği bir anda önüne serilmişti. Kendisini en çaresiz hissettiği vakit kader ağlarını birlikte ördüğü kişiyi karşısına çıkardı.İçinde bulunduğu bu muhataralı duruma sebebiyet veren kişiden çekilmesini sağlayan kader, bu sefer gayri hatırı bir biçimde yön verdi.