~•KESKİN KILIÇ•~ Semih Kılıçsoy
4 parts Ongoing Elif ağlarken, Esra gözlerini devirerek şakaklarını ovdu.
"Geldiğimizden beri ağlıyorsun, yalvarıyorum sus artık ya, n'olur sus."
Gerçekten benim de başım ağrıyordu. Endişeyle söylendim.
"Allah'ım gerçekten şu an mı?Babam öğrenirse," Dudaklarımı ısırdım. "Düşünmek bile istemiyorum."
Semih'i de görememiştim çıkışta. Halbuki ben yürürken bir anda çarpışırız, ben tam düşecekken o kaslı kollarıyla belimden kavrar ve bana bakınca bum...
Bana ilk görüşte aşık olur diye hayal etmiştim.
Burda nezarethane duvarlarıyla bakışırken Elif'in ağlama krizleri , "Ahsen'in siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" ve "Ölürüm Türkiye'm" şeklindeki sinir krizlerini değil.
"Baş koymuşum Türkiye′min yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye′m, ölürüm Türkiye'm
Hey."
Lütfen birisi şunları sustursun.
Migrenim tutmuştu resmen. İlaçlarımda yanımda değildi. Şakaklarıma masaj yaparken ağrı daha çok arttı.
O sırada adım sesleri kulağıma çalındı.
"İsmail Yk..."
Ahsen ve Esra'nın sesiyle başımı kaldırdığımda gördüklerime inanamayacak gibiydim.
Endişeli bir Ferhan amca ve yanında milli takım formalarıyla birkaç kişi. Yutkundum.
Gerçekten İsmail Yk yani.
Ay Allah'ım lütfen Semih de olsun, lütfen.