Karanlık, ürkütücü bir kabus. İçine işledikçe ölümü sevdiren. Kuytu köşelerde saklanmış aşkların ıssız esintileriyle süslenmiş korkunç bir kabus. Her yerden saran eller, koyu katranlar, sıcak bordo kanlar, sessiz odalar ve tüm bunlarla savaşan sessiz küçük 17 yaşında bir kız. Derin, o soğuk Şubat gecesinin ayazında geçirdiği krizle birlikte kendini kabuslarla dolu uykularda ve bir türlü kendine gelemeyen zihninde bulmuştu. Okulunun değişmesi, onu yeni bir hayata, kurtarıcısına itmişti haberi dahi yokken. * Boşluk. Ucu bucağı olmayan sonsuz bir boşluk. Tek bir ışık huzmezinin içine girmeye cesaret edemediği karanlık bir boşluk. Tek başınalığa aşina bir adam ve ona ulaşmaya çalışan küçük bir karanlık. Meriç'in hayatında kabuslar veya onu sıkıştıran etkenler yoktu. O dümdüz, şatafatsız bir hayatın içinde ölümü bekleyerek yaşıyor numarası yapıyordu. O kimsesiz duygularını, bencil bir şekilde kendine hapsediyordu. Karşısına çıkan gök gözlü kıza kadar. "Ben Güneş'tim, o ise Ay. Gece bitiyor o gidiyor, gündüz bitiyor ben gidiyordum. Ve tutulmalar dışında asla kavuşamıyorduk." Sigara dumanlarına karışarak göğe yayılan umut hüzmelerinin griliğinde saklıdır her şey. Bu bir hikaye ve başlangıcı ile bitişi belli değil.