Doksan Dokuz Gece
  • Reads 3,414,513
  • Votes 87,617
  • Parts 59
  • Reads 3,414,513
  • Votes 87,617
  • Parts 59
Complete, First published Mar 12, 2021
Mature
📍 Hikayede sıkça yetişkin içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklarının okumamasını tavsiye ederim.

✔ TAMAMLANDI.

"Erzen, ben hiç inanmadım zaten, beni kim sevdi ki sen sevecektin..."
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Doksan Dokuz Gece to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
37 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Güney'in Misafiri by watikorelim
28 parts Ongoing Mature
Güney'le Miray... Hayatları boyunca beraberlerdi, büyüyüp daha da yan yana gelmek zorunda kalana kadar başlarına geleceklerin farkında değillerdi. ....... "Lütfen durur musun rahatsız ediyorsun," derken kalçalarımın iki yanını saran rahatsız edici ellerinden uzaklaşmaya çalışıyordum. "Sakin ol, güzel bir akşam geçirebiliriz. Sadece kendini akışa bırak," dedi. Sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı. İki elimle kollarını tırnaklayıp ayakkabımın topuğuyla bacağına tekme atmak üzereydim ki aniden adam benden uzağa doğru çekilmeye başladı. Tam arkasından bir şey onu uzağa götürüyor gibiydi. Rahatlamayla karışık bir merakla arkama dönüp ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorken adam yumruk yedi ve yere yığıldı. Yumruğu kimin attığını anlamaya çalışırken kim olduğunu anlamaya çalıştığım kişi kollarımdan tutup beni sürüklemeye başladı. Bir tacizden kurtulmuşken diğer tacize mi bulaşıyordum şu an? Mekanın dışına doğru yaklaşmamızla birlikte serin temiz havayı ve daha dayanılabilir ses oranını hissetmeye başlamıştım. Siyah deri ceketi ve kot pantolonundan başka bir tek ensesini görebildiğim bu adama kızgın mıydım yoksa minnettar mıydım karar verebilmek için yüzünü görmem gerekiyordu. Ve o anda bana döndü. Oydu. Kahverengi saçları, beyaz teni ve tenimi delip geçen bakışlarıyla oydu. Dudakları sinirden birbirine kenetlenmişti. Sinekkaydı traşıyla artık bambaşka bir yetişkin gibi duruyordu. Geniş omuzlarına deli gibi yakışan deri ceketi belki biraz kokusunu kamufle ettiği için onu tanıyamamıştım. Bu Güney'di.
Gecenin En Doğusu by Kalemimdenkitabim
67 parts Complete
... "Soğuk, açlık, susuzluk, uykusuzluk, işkenceler.. Aklının alıp alamayacağı her şeyi göğüsleyebilirim. En karmaşık bombaları imha edebilir, en büyük savaşlardan tek bir sıyrık almadan çıkabilirim. Gözümü kırpmadan ölüme bile koşabilirim ama.." dedi ve susup derin bir nefes aldı. "Ama?" dedim hevesle gözlerine bakıp. Nefesini dudaklarıma verip alnını alnıma yasladı yeniden. Ve gözlerini kapattı. "Ama sensizlikle nasıl başa çıkılacağını bir türlü bulamıyorum." dedi ve sağ elimi tutup kalbinin üzerine koydu. Benimkinden farksız bir şekilde, sabırsızca çırpınıyordu güzel kalbi. "Sen olmadığında burada bir şeyler ters gidiyor. Nefes aldırmıyor. Herkesi tek bir emriyle dize getiren Fırtına, kalbine söz geçiremiyor. Çünkü.." dedi ve derin bir nefes daha aldı. Bu aldığı kaçıncı derin nefesti? Neden buna takılmıştım şu an? Hiç mi hiç sırası değildi.. "Çünkü içinde öyle bir kadın var ki.. Öyle masum, öyle güzel, öyle zeki ve.. Ve öyle benim.. Bazen çıldırtan, delirtip çileden çıkaran; boynunu sarıp sarmalayan atkısını, saçlarına değen beresini, yansımasını izleyen aynasını bile kıskandığım.. Öyle bir kadın ki; sevmemek mümkün değil. Öyle bir kadın ki; adını duyan herkese karanlık, bir bana aydınlık.." ... Not: Başlamadan önce Doğu'yu okumak mecburiyetinde değilsiniz. Gecenin En Doğusu'nu ondan bağımsız olarak da anlam kargaşası olmadan tamamlayabileceğiniz şekilde kurguladım. Ufak tefek noktaları da elimden geldiğince açıkladım. Sevgiler.
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
SİYAH İNCİ  cover
Kız Aklı Fikri cover
KARŞI KIYI - Tamamlandı cover
Güney'in Misafiri cover
Gecenin En Doğusu cover
İMDADIM cover
YILDIZLI GECE  cover
Nic ve Luc cover
ÇIKMAZ SOKAK cover

GECENİN İZİ

37 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....