"Ne bu tavırlar?Annem misin,Babam mısın,Kardeşim misin Sevgilim misin?Anlamıyorum seni?Gerçekten aklım almıyor.Dengesizsin!Neden böyle yapıyorsun?"
Başını yerden kaldırıp bana baktı ve üstüme doğru yürümeye başladı.Ne yapıcağımı bilmeden arkaya doğru bir kaç adım attım ama adımlarım sırtımın duvar ile buluşmasıyla durdu.
Gözlerimi yere diktiğimde bana iyice yanaşıp nazikçe çenemi kavradı ve yerdeki bakışlarımın ela gözleriyle buluşmasını sağladı.
Derin bir nefes aldım.Kalbim göğüs kafesimi kırmak üzereydi ve eminim ki kalp atışlarımı duyabiliyordu.
Çenemdeki eli yavaşça yanağıma kayıp okşamaya başladığında elimde olmadan gözlerimi kapadım ve tuttuğum nefesi burnumdan verdim.
Gözlerimi tekrar açıp onunkilerine diktim.Ela hareleri tüm yüzümde gezinirken zorlukla ağzımı açıp "S-soruma hala cevap alamadım.Ne bu tavırların?Sen kimsin de bana böyle davranıyorsun?" Yanağımı okşaması,tüm yüzümü gözleri ile taraması dikkatimi dağıtıyordu.
"Sana böyle davrana bilmek için illa kendimi bir kişiliğe sokmam gerekiyorsa,o zaman ben artık senin Sevgilinim...Yıldızların sahibi." dediği son şeyle yerde gezinen gözlerimi ışık hızında ona çevirdim "Ne?"
Elini yüzümden çekip hızla yanımdan ayrıldı.Şok içinde arkasından baktım "Sen..sen benim Yıldızların sahibi olduğumu nerden biliyorsun?" kıkırdadı ve bana doğru döndü.Aramızdaki mesafeyi kapatıp saçımdan bir kaç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırarak kulağıma yaklaştı.
"Çünkü ben yıldızlarla yaşayan Deliyim." tekrar kıkırdadı ve aklıma kazınmış olan o cümleyi fısıldadı kulağıma "Ay geceyi aydınlatmayı bırakana kadar,seni seveceğim."
Her belayı kendine çekebilecek potansiyelde olan muhabirimiz ile belalardan hiç hoşlanmayan yakışıklı başkomiserimizin tatlı aşk haberine hoş geldiniz...
Işık Yıldız & Atilla