(Kriminolojide MO; suçlunun imzasını tanımlamak için kullanılır. Tam açılımı Modus operandidir. Kısaca katilin izi diyebiliriz.) Rüyalar her zaman toz pembe değildir ve uyumak bazen acı çekmek demektir. Peki ya başkasının rüyasına girebilseydiniz ne olurdu? Düşününce "Bu olağanüstü, harika bir şey." dediğinizi görüyorum. Ya katillerin rüyasına misafir olsaydınız, hala aynı şeyi düşünür müydünüz? Yunus Emre cinayet masasının komiserlerinden biriydi. Genç yaşta başarılı olmasının elbette bir çok nedeni vardır. Ama şüphesiz en büyük nedeni katillerin rüyasına girebilmesiydi. O böyle bir şeyi yaşamak istemesede rüyalarına engel olamıyordu. Önünde iki yol vardı; ya rüyalarını görmezden gelip zamanla alışacaktı ya da rüyalarında gördüğü ip uçları ile katilleri yakalamaya çalışacaktı. Peki siz, Yunus Emre'nin yerinde olsanız ne yapardınız? Not:Bu kitabım için ilham olan, fikirlerini sunan ve her soruma hakkıyla cevap veren tüm yazar arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca konu itibariyle +18 (kan, cinayet...) kavramlar vardır. Tamamen hayal ürünüdür. Kitapta geçen kişi, kurum ya da olayların gerçeklik ile herhangi bir alakası yoktur.