Armenian
  • Reads 84,803
  • Votes 5,859
  • Parts 21
  • Reads 84,803
  • Votes 5,859
  • Parts 21
Ongoing, First published Mar 27, 2021
Mature
"Eğer..."

Bedeninin baskısını tekrar arttığında her şeye rağmen kollarına tutundum.

"...Soyundaki ihaneti evime taşırsan..."

Artık daha da fazla yaklaşan insan seslerine rağmen geri çekilmediği için iyiden iyiye paniklediğim anda tam gözlerimin içine bakıp sertçe fısıldadı.

"...Bu evi sana dar ederim."

Önce tutuşu, ardından da dudaklarıma sızan sıcak nefesi uzaklaştı. Titreyerek dolan gözlerimi yere çevirirken kendi kendime söz verdim;

Ne olursa olsun bugünün intikamını ondan alacaktım!


*******

Konu, karakter, geçtiği zaman, etnik olaylar vb. kurgum ile ilgili her şey tarafıma aittir. Bu içeriğe sahip ilk kurgu olması dolayısı ile her türlü kopyalama, alıntılama ve içerik esinlenmesi adı altında hırsızlık gibi mevzularda yasal işlem başlatılacaktır.
All Rights Reserved
Sign up to add Armenian to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
BUTİMAR by BiCeruVar
85 parts Ongoing
Hayatımız boyunca sürekli ismi anılan güçlü kadınlar vardı. Dile asla güçlü kadın olarak gelmez, öyle telaffuz edilmezdi ancak anlatılanlar, hakkındaki söylenenler hissettirirdi bize. Belki de onlara hitap edebilme için iki kelime yeterdi. Güçlü kadın... Mesela zirve sadece Fatma ŞAHİN'e, Ümit BOYNER'e, Aslı ÇAKIR ALPTEKİN'e, Sezen AKSU'ya, Nazlı ILICAK'a mı aitti? Evini toparlayan bir kadın da güçlü değil miydi? Veya içindeki acılarını layıkıyla taşıyabilen? Düştüğü yerden kalkabilen veyahut orada öylece oturup acısının geçmesini bekleyen de güçlü kadın tabirine uymaz mıydı? Belki de o tabirlerin arasına sıkışıp kalmış kelimelerden firar edip özgürlüğüne kavuşabilecek onlarca güçlü kadın vardı. Güçlü kadın olabilmek, kendini görebilmekti belki de...Yorgun, kırık yanlarını sonuna kadar yaşayıp daha sonra da dimdik ayağa kalkabilmekti. Bazen aynaya bakınca görmekten korktuğun şeytani kişi olup, zaman zaman pamuk şekere saldıran kız çocuğu olabilmekti. Ama kadın olmak çoğu zaman yanında, yörende, yörüngende olan insanlara anne olmamışken bile anne olabilmekti. Saç okşayan, dert dinleyen, gözyaşı silen ve her an ile gurur duyabilen. Gözünü kapattığı zaman kuş kadar özgür hissedebilmeliydi mesela güçlü kadın tabirine uyanlar. Veya kendini kalıplara sokmamalı ancak akla gelen ilk kişi olmalıydı. Belki de kenarda köşede kalmalıydı. Ya korkan, kenara sinmiş diğer kadınlar da aslında güçlü kadınlarsa o zaman ne yapacaktık? Belki de bir kadına güçlü denilmesi için illa ki göğsünü gere gere ortada dolaşması şart değildi. Koca koca şirketleri yönetmesi, istediği arabaya binip, istediği kadar alışveriş yapmak güçlü kadın tabirine uymaya yetmezdi bazen. Çünkü bir kadın güçlüyse eğer bir şirketin yönetim koltuğunda oturması, hatta göze sokulması gerekmiyordu. Peki güçlü kadın, hayatı yöneten
You may also like
Slide 1 of 10
BUTİMAR cover
KADEH (+18) cover
Kurdoğlu - Kabadayı Serisi (1) (KİTAP OLDU) cover
SİYAH cover
NEFHA  cover
Bedenci cover
GÜNAHKÂR +18 cover
BİR HATA İKİ MUCİZE  ( DAVA SERİSİ -5 ) cover
Gün Gelir | Barış Alper Yılmaz cover
MARİGMOR Book Covers | Design cover

BUTİMAR

85 parts Ongoing

Hayatımız boyunca sürekli ismi anılan güçlü kadınlar vardı. Dile asla güçlü kadın olarak gelmez, öyle telaffuz edilmezdi ancak anlatılanlar, hakkındaki söylenenler hissettirirdi bize. Belki de onlara hitap edebilme için iki kelime yeterdi. Güçlü kadın... Mesela zirve sadece Fatma ŞAHİN'e, Ümit BOYNER'e, Aslı ÇAKIR ALPTEKİN'e, Sezen AKSU'ya, Nazlı ILICAK'a mı aitti? Evini toparlayan bir kadın da güçlü değil miydi? Veya içindeki acılarını layıkıyla taşıyabilen? Düştüğü yerden kalkabilen veyahut orada öylece oturup acısının geçmesini bekleyen de güçlü kadın tabirine uymaz mıydı? Belki de o tabirlerin arasına sıkışıp kalmış kelimelerden firar edip özgürlüğüne kavuşabilecek onlarca güçlü kadın vardı. Güçlü kadın olabilmek, kendini görebilmekti belki de...Yorgun, kırık yanlarını sonuna kadar yaşayıp daha sonra da dimdik ayağa kalkabilmekti. Bazen aynaya bakınca görmekten korktuğun şeytani kişi olup, zaman zaman pamuk şekere saldıran kız çocuğu olabilmekti. Ama kadın olmak çoğu zaman yanında, yörende, yörüngende olan insanlara anne olmamışken bile anne olabilmekti. Saç okşayan, dert dinleyen, gözyaşı silen ve her an ile gurur duyabilen. Gözünü kapattığı zaman kuş kadar özgür hissedebilmeliydi mesela güçlü kadın tabirine uyanlar. Veya kendini kalıplara sokmamalı ancak akla gelen ilk kişi olmalıydı. Belki de kenarda köşede kalmalıydı. Ya korkan, kenara sinmiş diğer kadınlar da aslında güçlü kadınlarsa o zaman ne yapacaktık? Belki de bir kadına güçlü denilmesi için illa ki göğsünü gere gere ortada dolaşması şart değildi. Koca koca şirketleri yönetmesi, istediği arabaya binip, istediği kadar alışveriş yapmak güçlü kadın tabirine uymaya yetmezdi bazen. Çünkü bir kadın güçlüyse eğer bir şirketin yönetim koltuğunda oturması, hatta göze sokulması gerekmiyordu. Peki güçlü kadın, hayatı yöneten