Oyuna dahil olmak mı? İntikam mı? Arkadaş mı? Hayatım mı? Verdiğim savaş mı? Kaçmak mı? Yüzleşmek mi? Yalan mı? Aşk mı? Bora mı?
Ben Zeynep Öztürk,
Beş yıl özel dövüş dersi alan ben, saklanarak hayatının yarısını yaşayan ben, belayı bir mıknatıs gibi kendine çeken ben, insanları kurtarmak isteyen ama her defasında yaralanan ben, yine de ayakta dimdik duran ben, hayatımdan memnunum herkes kaderinde ne varsa onu yaşar, ben yaşıyordum..
O gece onu kurtarmamla başladı herşey, birini kurtardım, yardım ettim sonrada kaçtım. Arkamda çok büyük bir bela yaratmış olduğumu bilemedim, aynı yavaş yavaş büyüyen her yeri yakan bir ateş gibi..
Ve şimdi tanıştığım bu kişilerle mücadele veriyorduk, birbirimizin yaralarını sarıyorduk.. Kısaca intikam ateşi çevremizi sarmıştı..
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."