BİR YUSUF HİKAYESİ
muslumanKanallarında kuğuların, martıların ve ördeklerin gezindiği, güvercinlerin bu gezintiye kıyılardan eşlik ettiği, yemyeşil meralarında mübarek hayvanların tesbih ederek dolaştıkları bir köy kadar şirin küçük bir ülke olan Hollanda’da Müslüman olmuş bir Hollandalı ile tanıştık.
Yeşil gözleri, beyaz teni ve kumral saçlarıyla tipik bir Hollandalıyı, pırıl pırıl bir çehreyle görmek pek alışılmış bir şey değildir. Bir arkadaşın evindeki sohbette karşılaştığımız bu “milyonda bir” talihliyle konuşmaya başladık:
– İsminiz?
– Yusuf.
– Maşaallah… Peki, niçin bu ismi tercih ettiniz?
– Yusuf Aleyhisselam-ı kuyuya atmışlar. Annem babam da beni 15 yaşımda sokağa attı.
Bir anne ve babanın hayatlarını daha iyi yaşamak için evlatlarına tekmeyi yapıştırmalarını biz istesek de anlayamayız.
peri: ya sen kimsin gece gece
peri: ne saçmalıyorsun
bilinmeyen numara: amına koyayım
bilinmeyen numara: asıl sen kimsin
peri: sen kime yazmak istemiştin?
bilinmeyen numara: psikoloğuma?
peri: yanlış numara o halde
bilinmeyen numara: hassiktir ya
bilinmeyen numara: durduk yere deli olduğumu biri daha öğrendi
||
"kafamdaki eksik tahtalarla bizim için bir ev yapacağım"