Zehra Balaban sevdiği herkesi kaybetmişti. Beş yaşındayken babası, on yaşındayken annesi, on dört yaşındayken de en büyük ablası tarafından terk edilmiş, bakıma muhtaç diğer ablasıyla yapayalnız kalmıştı. Kendisi için yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyordu. Sevilmenin nasıl hissettirdiğini unutmuştu. Hayat onu öyle bir noktaya getirmişti ki saçlarının okşanmasının verdiği huzuru unutmuştu. Serdar Kılıç annesini ve babasını kaybettiğinde dik durmayı başarmıştı fakat küçük kardeşinin ölümü ruhunu karartmıştı. Babasından miras kalan şirketin başına abisini geçirmiş, kirli dünyasını kendine ayırmıştı. Ellerindeki kandan tiksindiği hiç olmamıştı çünkü çocukluğundan beri başa geçeceği günü bekliyordu. Sonra onu tanıdı. Dünya üzerinde var olan en masum kadını gördü ve aşık oldu. Zehranın saçlarını okşamaya hazır olsa da ellerindeki kan ilk kez sorun haline gelmişti ve ne yapması gerektiğini bilmiyordu. {09.06.2021}