KARANLIK RUHLAR
  • Reads 129
  • Votes 28
  • Parts 4
  • Reads 129
  • Votes 28
  • Parts 4
Ongoing, First published Apr 03, 2021
10 yıl öncesi 


 "Hey orada mısın?" Aslında onun hep orada olduğunu biliyordum fakat ona zarar gelmesinden çok korktuğum için gün içinde çok fazla sesleniyordum. Sabah önümüze kahvaltı diye verdikleri saçma sapan şeyi yedikten sonra konuşmamıştık. Zaten sesimiz duvardan çok zor duyuluyordu. Küçük iki ayrı odadaydık sadece ufak bir tuvalet vardı. Burası çok karanlıktı, küçük bedenlerimiz artık bu korkunç yerden kurtulmak, aydınlığı görmek istiyordu. Bizi buraya hapsetmişlerdi, neden bilmiyorum ama bizi, çocukluğumuzu, sevinçlerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı buraya hapsetmişlerdi.
    "Burdayım, ne oldu?" sonunda sesini duymuştum o benim tek konuştuğum kişiydi, onunla bazen gülebiliyordum o bana bunu öğretmişti. Benden büyük olduğunu az çok tahmin ediyorduk, ya 12 ya 13 ben ise 9 yaşımdaydım. Bana bu bilgiyi bize yemek getirenlerden biri söylemişti. 
   "Merak ettim hiç seslenmedin" hala burada benimle konuştuğu için mutluydum. 
"Bugün bir şey düşündüm seni buradan çıkarttıktan, kurtardıktan sonra ikimize özel aklımızda bizimle yaşayan şeyleri vücudumuza dövme yaptıralım olur mu?" o ne idi pek bilmiyordum. 
"Dövme ne, çok canımızı yakar mı?"
"Ben yanında olucam hiç bir şeyin burdan çıktıktan sonra  canının acıtmasına izin vermeyeceğim." Gözlerimden bir damla yaş süzüldü, bu fikri sevmiştim ve uygulayacaktık.
    
       Kalbimin sıkışması ile düşüncelerimden sıyrıldım. Dövmelerime gülümseyerek onları okşadım. Çok acımıştı ve o yanımda yoktu. 
     O neredeydi?
All Rights Reserved
Sign up to add KARANLIK RUHLAR to your library and receive updates
or
#221mutsuzluk
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
GECENİN İZİ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kara Gül  cover
Fındık Tarlası cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
İMDADIM cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
SARRAF cover
MAZHAROĞULLARI cover

KONUK SEVMEZ DENİZ

14 parts Ongoing

❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.