"Lanet olsun Ayaz, tek düşündüğün kişi Berrak ve gelmiş bana hareketlerimin sebebini soruyorsun." Ter içindeki yüzü davlumbazın loş ışığında parıldarken dediği şeyler bana sadece saçmalık gibi geliyordu. Neden böyle söylüyordu?
"Berrak yemeğini yedi mi? Berrak ilacını içti mi? Berrak uyudu mu? Berrak mutlu mu? Berrak hasta mı? Berrak, Berrak, BERRAK!" Söyledikleriyle beraber saydığı parmaklarını indirdi ve iki adımda dibime geldi. Hipnotize olmuş gibi sadece onu dinliyordum.
"Ama sen Ayaz'sın öyle değil mi? Sen Berrak'ın bela okuduğu, 'kardeşten öte' kelimesi adı altında hoşlandığı ama öleceği için bunu bile söylemeye çekindiği o çocuksun." Beni göğsümden ittirmesiyle beraber kaşlarımı çatmış ve iki elini birden tutarak onu duvarla kendi arama hapsetmiştim. Çok yanlıştı, hem hareketleri hem de söyledikleri.
"Haddini aşma, deniz kızı." Sesim tıslar gibi çıkmıştı oysaki o tam tersine delicesine bağırıyordu. Delicesine bağıran birisi delirirdi.
"Anlasana, Berrak seni kör etmiş!" Söyledikleri karşısında kısa bir an duraksadığım sırada ellerini benden kurtarmış, iki parmağını şakağıma bastırırken son sözlerini söylüyordu. Ya da söylediğini sanıyordu.
"Her şeye çalışan aklını buna da çalıştır biraz Ayaz Sever! Çalıştır ki aç gözlerini, aç gözlerini ki gör beni! Çünkü ben artık görmen için bazı şahıslara zarar vermeye başlayacağım."
Tam mutfaktan çıkıp gideceği sırada kolundan tuttum ve tutmamla durması bir oldu. Bu durmak istediği anlamına geliyordu çünkü deniz kızı isteseydi koluna bile dokundurtmazdı. Ama diyeceğim şeyler yüzünden biraz sonra hiç durmamayı isteyecekti.
"Hareketlerin deniz kızı..." Tuttuğum kolunu bırakmadan arkasını bana dönmüş kıza yaklaştım usulca. Ördüğü krem rengi saçlarının arasından kulağına doğru eğildim.
"Babama ne kadar benziyor."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...