Gecenin bir yarısı nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüdüm. Kalbim acıyordu. Beni bu saatte yürüten derdin ne olduğunu kime anlatacaktım? Yüzümde ki yaşları sildim. Sonra bir çıkmaz sokağa girip duvar dibine çöktüm. Neden ben, neden? Bu sorunun cevabı artık önemsizdi. Tıpkı yaşadıklarım gibi Pantolonumun cebinden telefonumu çıkarıp arayacağım kişinin ismini bulup hemen aradım. Bir kaç defa çaldıktan sonra o uykulu sesi duydum. "Mahur Üsteğmen!" "Ben karar verdim komutanım gideceğim " "Doğru bir karar verdin. O zaman İstanbul için tayin işlemlerini başlatırım " "İstanbul değil komutanım. Afganistan'a gitmek istiyorum" "Ne diyorsun Mahur, ne Afghanistan'ı?" "Görev yerim Afganistan olacak. Yoksa orda kalmaya devam ederim" Telefonun diğer ucunda bir süre ses gelmedi. "Emin misin?" "Eminim komutanım. Lütfen buralardan temelli gitmek istiyorum." "Peki üsteğmen halletmeye çalışırım. " " Sağolun komutanım " Kapanan telefonla birlikte gözlerim ellerime takıldı. Sağ elimin üstü hep yara olmuştu. İşte onun istediği gibi gidiyordum. Ben MAHUR AKINCI buralardan gidiyordum. Ve bana yapılan bu ihaneti asla unutmamak üzere her şeyi geride bırakıp gidiyordum. Kitap kapağı sevgili ablam @sehrialem tarafından yapıldı. Emeğine sağlık ablacım ❤❤ ...... Deli Timur kitabında ki Timur yüzbaşı ve Esma Teğmenin kızları Mahur'un hikayesi. Kitaplar birbiriyle bağlantılı değil. İstediğiniz kitaptan başlayarak okuyabilirsiniz