"Bir gün sana burdaki en güzel çiçekleri alacağım ve kapına geleceğim. Sonra sen kapıyı açacaksın, boynuma sarılacaksın ve benden romantik bir cümle bekleyeceksin." Cümlesini bitirdiği anda bana döndü. Ben de ona ayak uydurarak bedenimi ona doğru çevirdim. Ardından parmakları parmaklarımın arasından nazikçe geçti ve ellerimi tuttu. Ve konuşmaya devam etti. "Bense sadece Sana Çiçek Aldım diyeceğim." Ardından gülümsedi. Küçülen gözlerini hayranlıkla izliyordum. "Maalesef Alena, ben sandığın kadar romantik bir adam değilim."
Gözlerim ıslandıkları için parlıyorlardı. Başımı yavaşça iki yana salladım. Yüzümde onunkine benzetmeye çalıştığım bir gülümseme vardı. Gülünce onun kadar güzel olmayacağımı biliyordum ama insan heves ediyordu işte.
"Benim romantik bir adama ihtiyacım yok ki." Dedim ve ellerine daha sıkı tutundum. "Benim, canım yandığında sarılabileceğim bir adama ihtiyacım var."