''Kasımda aşk başkadır çünkü ölümsüz bir aşkın hikayesini anlatır.'' Kasım ayının soğukluluğu deniz kenarında oturduğum bir bankta bacaklarımı sarmıştı. Hafif esinti örgülü şapkamın altında olan up uzun siyah saçlarmı yüzümün önüne getirmişti. Denizdeki dalgaların yaptığı sesler okadar huzur vericiydi ki keşke hep orada oturup, hırkamın verdiği sıcaklıkla, kahvemi yudumlayabilseydim. Keşke denizin tam ortasında herşeyden uzakta, herkesten uzakta küçük bir evim olsaydı. Yalnız ve huzurlu bir şekilde bankta oturup kahvemi yudumlarken aniden yanımda ''Afedersiniz hanımefendi.'' diyerek uzun, esmer, hafif sakallı ve oldukça karizmatik biri belirivermişti. ''Yanınıza oturabilirmiyim?'', demişti hafif titrek muhtemelen soğuktan olsa gerek ve kalın sesi ile. ''Tabiki buyurun.''