"Sana, beni sevme, demiştim!" Esmerin umursamazlığına karşın Sarışın eline geçirdiği vazoyu duvara fırlattı, vazoda kalbi gibi tuzla buz olmuştu. Çok şey söylemek istiyordu ama ağzını bile açamıyordu, gözyaşlarını akıtmakla yetindi. "Senden nefret ediyorum..!" diye fısıldadı, daha sonra bu cümleyi tekrar tekrar haykırdı. Ardından ona doğru yaklaşıp yumruklarını umursamaz kızın omuzlarına indirdi, yorulup nefes nefese kaldığında Esmer daha fazla kalamayacağını anladı. "Hoşça kal Clarke." Clarke mavilerini bakmaya doyamadığı ve her baktığında kaybolduğu yeşillere çıkardı, son birkaç aydır aşkla baktığı gözlere şimdi hayal kırıklığıyla bakıyordu. Elinden hiçbir şey gelmedi, ellerinin arasında ki beden ondan uzaklaştı ve bulunduğu yeri saniyeler içerisinde kaybetti.
Aşk yerini nefrete buladı, sahi, bu kadar kolay mıydı?
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını de ğil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."