Oyunbaz Ve Oyun
  • مقروء 51,302
  • صوت 2,735
  • أجزاء 4
  • مقروء 51,302
  • صوت 2,735
  • أجزاء 4
مستمرة، تم نشرها في أبريل ١٠, ٢٠٢١
للبالغين
Ben kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl değildim. 

Ben olsam olsam bir güve olurdum. Etrafımı kemirip yok ediyordum. 

13 kişilik bir masanın kayıp 13. Oyuncusunu bulmam gerekiyordu. 

İçimde Duru'dan kalan küçük kırıntılar lakin Lav'ın doğumunu engellemiyordu. 

Duru'nun hayatı bir iddia ile son buldu. 

Lav'ın doğumu annesinin tavanda sallanan bedeniyle başladı. 

 Mert'in Duru sevgilisi 

Ali Asaf'ın Lav'ı... 

Emir Araf'ın hiç tanımadığı, 

 Toprak ölü olan ruhuma sahip çıkar gibi yaşayan bedenimi sarmalamak istiyordu. Ben de öyle istiyordum lakin sayılı günlerime daha vardı. Daha bitmemiş takvim yapraklarım dökülmeyi bekliyordu. 

21 Aralıkta kulağıma fısıldayan ilahi bir ses iyi ki doğdun Lav diyordu. 


    İyi ki doğdun Lav!

Duru can çekişirken Lav patlayan bir volkan dan savrulurcusuna etrafını yakıp küle çevirir gibi doğuyordu. 

     Bilinmeyen bir savaş. Hesapta olmayan bir intikam. Bakalım kim kazanacak.
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف Oyunbaz Ve Oyun إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
GECENİN İZİ بقلم hisssizyazar
44 جزء undefined أجزاء مستمرة
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....