Herkesin yaşamları farklıdır. Bazen bazı şeyler yaşanır ve dersiniz ki bu benim yeni hayatıma bir adım. Bir başka fikir olarak ise, bu gün bitsin buna başlayacağım, yarım saat sonra bunu yapacağım. Bazen bazı şeyleri fark edemiyoruz ne yazık ki ve pişman oluyoruz. Henüz on sekiz yaşlarındayken hepimizin sorunu ya maddi zorluklar, ya girilecek olan üniversite sınavları, ya istenilen her hangi bir şeyin alınamaması veya düşlediğimiz şeyin gerçekleşmemesi ile ortaya çıkıyor. On sekizli yaşlarımızı bitiriyoruz ve on dokuzlu yaşlarımıza giriş yapıyoruz ve daha nicesi sonra bir an düşündüğünüzde bu bir günlük sayfası, bir anı veya eski bir fotoğraf karesi olabilir aslında o zamanlar bu yapılan şeylerin bazıları anlamsız bazıları utanç verice birer hatıraya dönüşür. Aslında anlatılmak istenen burada bir çok insan kendisini o yaşlarda aşırı yetenekli şahsiyetler olarak görmekte fakat aslında nitelik sandığımız şeyler, bizi kıran insanların ellerine bir koz olabilir veya bizim davranışlarımız bir başkasını incitebilir. Size bu tip şeyleri birinin ağzından anlatacağım. Size rehberlik edecek kişinin ismi "Gece". Umarım bu yazımda bana destek olabilir ve düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz. Hepimizin anlatmaya değecek bir çok anısı, hatırası veya utanç verici anıları vardır. Şimdi biraz önce umutsuz duygulardan bahsettim diye eğlenceli ve komik hallerden de vazgeçmemeliyiz.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız de ğil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.