Giydiği beyaz elbise rüzgarın etkisiyle savrulurken iki yanına astığı beyaz çantalara sahilde ki irili ufaklı taşları doldurmaya başlamıştı. Yavaş yavaş ayağını deniz suyuna değdirdiğinde çantası tamamen ağzına kadar taşla dolmuş soğuk suya aldırmadan denize girmeye başladı. Ölümden korkmamak olsa da bu onun için, diğerleri için yaşamaktan korkmaktı. Peki hangisi daha kötüydü?
Kurtaracak birisi var mıydı onu?
Kaçıncı kezdi bu ölümü isteyeli?
İntahar etmek için tonlarca sebebi vardi belki kendince! Ya arkasında bıraktıkları?
Aşk onu yalnız mı bırakacaktı bu deniz dibine doğru karanlık bir ölümde?
......
Bedeni tamamen denize girdiğinde denizin dibine doğru sürüklenmeye başlamıştı şimdiden. Sudan yüzeye doğru süzülen hava baloncuklarını izleyerek daha çok dibe battı. Nefesleri tükeniyordu, yavaş yavaş gözlerini kapattı. Sonsuz bir karanlığa doğru sürüklendiğini bilerek kendini beyazlar içinde hayal etti Diğer dünya da kavuşmayı istediği birileri mi vardı...
Sonsuz bir bilinmeyişti bu.