"Ne var sende?" sağ tarafımda oturan Alper'e dönerek kaşlarımı çattım. "Anlamadım?" dedim onun gibi fısıldayarak.
"Sende ne var diyorum? Kimsin diyorum? Odam fotoğraflarımızla dolu. Arkadaş olduğumuz zamanı hatırlıyorum ama birkaç ayını sadece. Senin için tuttuğum deftere yazdıklarıma, fotoğraflarımızdaki samimiyetimize bakınca arkadaşım diyemeyeceğim biri olduğunu anlayabiliyorum. Ama kime seni sorsam eski bir arkadaşın, çok yalancı biriydi, yolunu şaşırmıştı, sende çok nefret edersin böyle şeylerden bu yüzden bitirdin arkadaşlığınızı diyor."
Şok olmuş bir şekilde gözlerim dolu dolu Alper'e baktım. Ona sadece eski bir arkadaş olduğumuzu söyleyeceklerini sanıyordum. Beni kötüleyeceklerini bilmiyordum.
"Kimsin sen Almina? Benim için ne anlam ifade ediyorsun? Arkadaş deme sende sakın. Olsan böyle hissetmezdim. Kimsin, neden böyle diyorlar? Kafayı yememe az kaldı. Cevap ol ban Almina, unuttuklarımı bana hatırlat. Doğrularla konuş benimle. Unuttuklarımı bana hatırlat. Sen yap bari bunu. Kimsin?!"
"Uğruna çok sevdiğin aileden bile vazgeçtiğin sevgilinim." demeyi ne kadar çok istesemde yapamadım. "Sadece arkadaşız Alper." dedim fısıldayarak ve tekrar önüme döndüm.
'İnanma Alper, İnanma. Barışmayalım ama hakkımda bunları da düşünme. Ne olur!"