16 chapitres En cours d'écriture "Bu küçük oyununu anlamadığımı mı sanıyorsun, Alina?" dedi fısıldayarak.
İçimden 'Siktir, o kadar zekiydi ki anlamıştı,' diye geçirdim. Yüzüne bakakaldım, sonra hızla toparlanarak "Ne oyunu be, boğuluyordum ben. Hani suni teneffüs? Ne biçim cankurtaransın sen?"
"Suni teneffüs demek, bu sacma oyunun sadece bir öpücük için miydi?" dedi. Biliyordu, anlamıştı ama yine de benden duymak istiyordu.
"Patronuna şikayet edeceğim seni," dedim, sinirliymiş gibi davranarak.
Bacaklarımı beline daha çok sardım ve ona yaklaştım. O kadar yaklaştım ki dudaklarımız birbirine değecekti. Onu tam şu anda deli gibi öpebilirdim. Ama ben bunu istemiyordum. Benim istediğim, onun beni kendi isteğiyle öpmesiydi. İstediğimi almadan vazgeçmeyecektim.
"Evet, beni öpmen için böyle bir oyun yapmış olabilirim. Bak, itiraf ettim," dedim, tıpkı onun bana yaptığı gibi, fısıldayarak. Ardından "Peki, sen bana istediğimi verebilecek misin?" diye ekledim.
"Vereceğim," dedi, gözlerinde karanlık bir parıltıyla. Bir eli yavaşça karnımdan aşağı kayarken, dudaklarının kenarı kıvrıldı. "En güzel şekilde vereceğim."