fırat nehrinin bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine aşık olmuşlar. Delikanlı her gece fırat nehrinin sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Gece sabaha kadar sohbet ederlermiş. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisinden müsaade isteyip, kendini Fırat nehrinin azgın sularına bırakır ve karşı yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş. Yine bir gece delikanlı Fırat nehrini geçip sevgilisinin yanına gitmiş. Şafak çökerken delikanlı müsaade istemek üzere kadına yaklaştığında bir şeyin farkına varmış ve kadına dikkatle bakarak; - Senin bir gözün kör müydü! demiş. Kadın o zaman delikanlıya bakarak; - Sen sen ol, sakın ola bugün Fırat nehrine girme demiş. Delikanlı kadından ayrılmış, Fırat nehrine girmiş ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş. Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden, onun gücü sayesinde Fırat nehrini geçermiş. O aşk bitince de…