19 parts Ongoing Me and my heart, we'll get through.
O bana anlattı. Ondan gidenin kim olduğunu anlattı. Onu en çok yaralayanın kim olduğunu, kabuslarının sebebini dile getirdi. Bana söyledi. Bana annesinden bahsetti.
Bende ona küçük bir çocuktan bahsettim. Göğsü hayal kırıklığıyla dolup taşan, hevesi kursağında kalan ve mutsuzluğun tek sebebi saçlarına değmeyen o baba eli olan çocuktan. İçimde bir yerlerde hâlâ duran o çocuktan. O çocuğu hatırladıkça hiç var olmamış olmasını istiyordum. Ama hayır, o çocuk büyümüştü. Hâlâ kırgındı, hâlâ kızgındı ama bu sefer göğüs kafesinde büyük bir fidan vardı. Sevginin tohumu dallanıp budaklanmıştı orada. O sevginin altında kalmıştı. Düştüğü yerden kalkmaya çalışırken ona bir el uzatılmıştı. Onu hem yaralayan hemde açtığı o yarayı diken o adam. O çocuk büyümüştü ve göğsünün sol yanındaki kalbi - küçükken masum olan - zehre bulanmıştı. Ve soluğunu her kestiğinde göğüs kafesindeki o fidanı zehirleyip öldürmek istiyordu. Çünkü biliyordu; öldüremezse kendisi ölecekti.
Ona olan sevgimi öldüremezsem kalbimi yitirecektim.
Ben ölecektim.
Ama öldürmeyecektim, öldüremezdim.
Göğüs kafesimdeki o fidan ve hastalıklı kalbimin yanı sıra bir umut daha yeşeriyordu göğsümde. Hayatta kalabilirim. Bir kurtuluş yolu var ve eğer o yol bulunursa ölmeyebilirim. Hayatta kalabilirim ama yaşayabilir miyim, emin değilim.
Ben sevmeyi öğretirdim öğretmesine, o bana nasıl yaşanıldığını öğretebilir miydi?