Bugün yeni bir gün, yeni okul, yeni başlangıç. Hadi bakalım Beste yapabilirsin. Mustafa'yı unutabilirsin. Adımlarım yavaş yavaş yeni okulumun müdür odasına gitti. Kapıyı çaldıktan sonra içeri girdim. Karşımda eniştemi görünce hafif tebessüm ettim. ''Enişte ben sınıfımı öğrenebilir miyim?'' dedim. Eniştem yüzünde gülümsemeyle konuşmaya başladı ''Bestecim biliyorsun okuldayız bana mümkün olduğunca okulda hocam veya müdür bey diyebilir misin?'' dedi. Kafamı olumlu şekilde salladım. Bilgisayarına dönüp bir şeyler yaptıktan sonra ''Gel bakalım ilk iki dersin şansına boş. Bende zaten o sınıfa gidecektim.'' dedi ve kapıya yöneldi arkasından bende yürüdüm. Uzun koridorun sonuna vardığımız zaman merdivenlerden çıktık. Sınıfa tam girecekken ''Müdür Bey biraz konuşabilir miyiz?'' dedi kadın. Eniştem bana dönüp ''Bestecim sen sınıfa gir'' dedi ve kapıyı açtı. Tebessüm edip sınıfa girdim. Kapıdayken çok ses vardı ama içeri girdiğim zaman sınıf sustu. Herkesin gözü bendeydi. Sınıfın tam ortasında duruyordum. Etrafa göz gezdirdim aslında hoş bir sınıfa benziyordu ama asıl önemli olan sınıfın içindeki varlıklar. Öğretmenler masasındaki en önde oturan çocuk bir ıslık çaldı. Kafam istemsizce oraya döndü beni baştan aşağı süzdü. ''Sen yeni misin?'' diye sordu. Salak! Yeni değilsem gelir miyim buraya. Mal! Cevap vermedim. ''Sanırım suskunuz. Peki bari bu güzelliğin adını öğrenelim.'' dedi. Ya Sabır! ''Hadi be güzelim. Bak benim adım Meriç.'' dedi pis pis sırıtarak. ''Ya sen mal mısın? Bana ne senin adından ayrıca sana ne benim adımdan. Konuşmuyorsam seninle muhatap olmak istemiyorum demektir kıt mısın?'' dedim. ''Kim bilir.'' dedi. O sustu ama gözleri konuşmaya devam etti. Bir süre öyle göz göze bekledik.
8 parts