Her saniye daha da önemliydi aslında. Her saniye bir parça daha kopuyordu yaşamdan. Ölüm için vakit daralıyordu. Bu daralma ise sanki yalnızlığın bir parçası olarak, karanlığına gömülmüş insanların kalplerine bir hançer olarak batıyor, defalarca yaralıyordu ince nasırlarla kuşanmış o küçücük bölgeyi. Ruh sıkışıyor ve akıl hayatta kalmak, yaşama tutunmak için bir sebep veya açıklama bulamıyordu kendince. Ama her şeyin bir sebebi olduğu gibi bir açıklaması vardı. Belki de karanlığına gömülmüş o insanlar bir gün hayatta kalmak ve yaşama tutunmak için kendilerince bir sebep bulurlardı. Kim bilir? Belki ruh eşlerini bulup, birbirlerinin yaralarını sarar, hayata tutunmak için bulacakları sebebi birbirlerinde ararlardı. Kalplerinde bulunan derin hançer yaralarını birbirlerine merhem görevini devralarak ilaç olurlardı birbirlerine. Hazan ve Yağız ise belki de, birbirlerinde kalarak birbirlerine ilaç olacaklar, aşka olan küskünlüklerine son verecekler ve en önemlisi yaşama tutunmak için birbirlerinde kalarak bir sebep bulacaklardı...All Rights Reserved
1 part