MARIANA ÇUKURU
  • Reads 222
  • Votes 7
  • Parts 11
  • Reads 222
  • Votes 7
  • Parts 11
Ongoing, First published Apr 24, 2021
Mature
Bir güne ihtiyacı vardı, yalnızca bir güne. Hayatının yönünü değiştirebilecek kadar yirmi dört saati de dolu dolu olan bir güne. Ama çok uzakta değildi sanki, hissedebiliyordu, yaklaşıyordu ama bir şeyi merak ediyordu. O gün ne olacaktı da hayatı değişecekti? Sahi n'olucaktı o gün? Gidecek miydi, kalacak mıydı? Kendini mi öldürecekti yoksa hiçbir şeyi umursamayıp vurdumduymaz biri gibi mi davranacaktı? Hayır, bunu asla yapamazdı. Hiçbir şey yokmuş gibi devam edemezdi ki hayatına. Kendini de öldürmek istemiyordu çünkü bu savaştan galip çıkıp, zafer bayrağını kendisi sallamak istiyordu. Peki ya diğer seçenekler? Ne yani, cidden gidecek miydi? Her şeyi herkesi bırakıp ardında kalan hiçbir şeyi hiç kimseyi düşünmeden öylece gitmeli miydi? Yoksa herkese ve her şeye rağmen kalmalı  mıydı? Bu konuda herhangi birine danışabileceğini sanmıyordu. Tüm bunları kendi kendiyle konuşup kendi düşünüp ve nihayetinde kendisi karar verecekti, -kendini bildi bileli hep böyle yapardı- tabi İnşallah. Çünkü bu sefer vermesi gereken karar hayatını o kadar çok etkileyecek ki. Bütün bunlar o kadar ağır geliyordu ki ona, aldığı her nefes akciğerlerinde yer bulamayıp öylece geri çıkıyordu sanki.

     Bir insana aldığı nefes bile bu kadar ağır gelebilir mi? 

      Kendi haline gülüyordu hep hatta genellikle gülme krizine girerdi. Neyse ki böyle bir huyu vardı ve o en çok bu huyunu seviyordu. Gülmek onun için o kadar basitti ki ağlarken aynı zamanda kahkaha atabilen bir kızdı o.
All Rights Reserved
Sign up to add MARIANA ÇUKURU to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 9
İMDADIM cover
AMARİS cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
SARRAF cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
SAKA VE SANRI cover
Kara Gül  cover
GECENİN İZİ cover

İMDADIM

43 parts Ongoing

Ben Dilda Mardinin en büyük aşiretin kızı Amed ağanın torunu Dijwar kalkanın kızıyım. Babasının işkenceleriyle dedesinin hor görüşleriyle büyüyen Dildan Kalkan. ... Baran Temizer koca Mardinin korktuğu konuşurken başını yere eğdiği yolda karşılaşan insanların yolunu değiştirdiği sert ifadesinden ödünç vermeyen acımasız merhamet duygusu olmayan insanların zalim dediği Baran ağa. Elini serçe masaya vurdu. "Ne demek berdel olur topunu siktiğimin piçi benim kardeşimi kaçırıyor ölüm karar verilmesi gerekirken ne demek berdel!" "Karar verilmiştir." Duygularıyla yere yığılan dilda kafasını eleri arasında aldı nasıl berdel olurdu hayalleri vardı önce babasından kurtulacak sonra okuyup avukat olucaktı nasıl yapardı nasıl Mardinin en zalim ağasıyla evlenirdi. Baran ve Dilda 🖤 (Kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)