"Ah işte gerçek parti canavarı da geldi!"diye bağırdı Wilson. "Harry Edward Styles!"
Ve o an kalabalığın arasından gözlerim yüzünde derin bir gülümseme ve sert bakışlar olan Bay Styles'ı seçti.
"Siktir."diye fısıldadım Bay Styles bize doğru yürürken. Tannrım. Tanrım!! Boku yemiştim. Bu kez bundan ne olursa olsun kurtuluşum olamayacaktı. Bay Styles ile aramı asla düzeltemeyecektim. Verdiği cezadan kaçıp resmen bir partiye gelmiştim. Ama onun burada ne işi vardı ki?
"Ahh selam dostum."dedi sevinçle Liam. Bay Styles, Liam'ın uzattığı elini sıktı ve ona sarıldı. "Seni görmek çok güzel Liam. Hepinizi öyle."dedi son cümlesinde sert bir biçimde bana bakarak. Yutkundum. Bu çok zor olmuştu. Demek arkadaşlardı. Ama bu çok tuhaftı. Liam'ı ve Greg'i çocukken neredeyse her gün görmeme rağmen, Bay Styles'ı hiç görmediğimden yüzde yüz emindim. Fakat buradaydı işte. Yıllar sonra ayarlanan bir kavuşma toplantısında bir aradaydılar. Öğretmenim ve çocukluk aşkım.
***
Bilinmeyen Numara: Dün gerçekleri öğrendiğine sevindim doğrusu.
Bilinmeyen Numara: Fakat o orospu çocuğu sağlam bir dayağı hak ediyor.
Bn n
Bilinmeyen Numara: Keşke seni kaybetmek onun için en büyük ceza olsaydı.
Bilinmeyen Numara: Ama ne yazık ki değerini bilemeyecek kadar aptal.
Britta: Değerimi sen mi biliyorsun?
Bilinmeyen Numara: Basit bir teşekkür yeterliydi.
Bilinmeyen Numara: Ah hayır aslında değil. Neden bana hak ettiğim şekilde teşekkür etmiyorsun?