Lan Wangji, dersten çıkmış düşüncelere dalmış bir şekilde Jingshi'ye ilerliyordu. O kadar dalmıştı ki arkasından birinin geldiğini bile hissetmemişti. Kısa bir süre sonra alın bandında hissettiği baskı ile arkasını dönmüş, gördüğü kişi ile yüzünü kaplayan sinirli ifade yerini şa şkınlığa bırakmıştı.
Wei wuxian, sevdiği adamın yüzünde ki şaşkınlığı görünce kıkırdamış ve alın bandını dudağına götürüp öpmüştü. Gülümseyen gözlerle adama bakıp konuştu.
''Lan Zhan, uzun zaman oldu.''
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.