''Derken kaçak bir bulut,
geçti örtü niyetine,
ve ben sana döndüm,
mağrur akşam yıldızı.
senin ışığın daha değerlidir benim için.
çünkü yüreğime mutluluk verir,
göklerdeki gururun geceleri.
ve daha çok beğenirim
o alçaktaki daha soğuk ışıktan
senin uzaktaki ateşini.''
''Anlamıyorsun.''dedi. ''Kaç gün kaç gece geçirdim böyle. Gün yirmi dört saat değildi benim için. Her anı akşam seni görebileceğim tek bir saatten ibaret, her anı o bir saat içindi. Öylesine geçsin diye yaşardım gündüzlerimi. Biri görür korkusuyla bahçene bile bakamadan, akşam rahatça seni izleyebileceğim umuduyla. Tek bir saat için yaşadım on beş seneyi. Bütün gün suların altındaydım da senin karşı balkona çıktığını gördüğüm o anda yüzeye ulaşıyordum sanki. Sendin işte. Sen. Her şeyinle. Bir elinde kitabın, diğerinde dizlerini örtmekten çok hoşlandığın kırmızı kareli battaniyen. Otururdum karşına. Tıpkı senin gibi bir elimde kitabım bir elimde battaniyem ama senin aksine hiç ısıtmadı o battaniye beni. Elime aldığım kitapları hiç okumadım. Benim sıcaklığım da satırlarım da yalnızca sendin. Sağ elini yasladığın üşüdüğünde kızaran beyaz yanağın, kitapta heyecanlandığın bir şey olduğunda çattığın kaşların, alnına dökülen kıvırcık uzun buklelerin, çok değerli bir hazineyi tutuyormuşçasına kitabı kavradığın parmakların...Sendin işte sadece. Söyle bana akşam yıldızı. Suçlu muyum şimdi ben? Günahkar mıyım. Ömrüm boyunca bütün hayatımı tek bir saate adadığım için kötü biri miyim gözünde. Söylesene.''
Yan yana sıralı banliyö evleri, birbirine bakan odalarda 15 sene geçirmiş Taehyung ve Jungkook. Bir de onların akşam yıldızından, nilüferlerden, kurşun asker ve balerinden ibaret hikayesi...