BİRLEŞMEYE MAHKUM YAPBOZ PARÇALARI
  • LECTURAS 5,501
  • Votos 698
  • Partes 40
  • LECTURAS 5,501
  • Votos 698
  • Partes 40
Continúa, Has publicado may 06, 2021
Contenido adulto
"Aşkın rengi kalmamıştı benim için. Artık siyah bile değildi o zamanlar. Ancak şimdi senin kafandaki bütün vals melodilerine kulak vermek istiyorum. O notalarla renklendirmek istiyorum hayatımı...yeniden. Aynı renkleri bulaştırmak istiyorum sana. Hayatımıza...Çok mu şey istiyorum senden?"

"Hayatım boyunca duyduğum en güzel istek bu..." dedim buğulu çıkan sesimle. Bu sefer üzüntüden değildi, mutluluktandı dolan gözlerim.

"O zaman kalbini bir ömür yuva yap bana. Tıpkı benim de yapacağım gibi..."

✨✨✨

Kimsesiz bir çocuğa ailesini bulacağının sözünü verirken o çocuğun ailesine dönüşeceğini nasıl bilebilirdi ki Afra? 

Peki geçmişin bilinmezlikleriyle ilgili savaşmaktan yorgun düşen Cihangir nasıl olurdu da bütün tabularını yıkardı, bir çift elmas sayesinde?

Geçmişin nefesini hep boynunda duyumsayan Afra ve hayatı sınavlara tabi tutulan Cihangir.

Bir çocuğun umutsuzluğu, bir çocuğun umudu. Ailelerinin kararan hayatı ve karardıkları yerden aydınlığa çıkmak için çabalayan küçücük bedenler.

Birbiriyle birleşmek için saniye sayan parçalar...
Todos los derechos reservados
Tabla de contenidos
Regístrate para añadir BİRLEŞMEYE MAHKUM YAPBOZ PARÇALARI a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Takıntı cover
SEKS HİKAYELERİ  cover
GÜN GÜZELİ  cover
ALDATMA +18 cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
Love Me Again |Taekook| cover
BERDEL (+18) cover

Lafügüzaf

22 Partes Continúa

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.