Ala koş! Acele et çabuk. Bak, buraya bak. Meva... Sesi kulaklarım da, sanki hiç terk etmemiş gibi... Burada benimle. O hep anılarım da en güzel şekilde. Hiçbir şey olmamış gibi uyandım bugün, kaldığımız yerden devam ediyoruz, eksik bir kişiyle. Hiç dönmeyecek birinin yolunu gözlüyorum, gelmeyeceğini bile bile. Ardında bıraktığı gözyaşlarıyla... Burası bir cehennem! Onun anılarının olduğu ama onun olmadığı her yer cehennem. Yapayalnızım. Sahi yalnızlık neydi? Ne zamandan beri böyle hissediyorum? Meva benim içimde nerede? Birazdan aşağıya ineceğim, onun sandalyesinin yanı başına yerime oturacağım, kahvaltı için. Sevdiği omletten bir parça atacağım ağzıma, boğazımda olacağı yumrudan habersiz. Çiğnemeden yutacağım belki... Gözlerim takılacak yanımdaki boş sandalyeye. Sonra göz göze geliriz belki babamla. Buruk bir bakışma, uzun sürmeyen. Sonra gözüm asla cesaret etmez kimseyle göz teması kurmaya. Başım öne eğik beklerim. Gözlerimi kapatır mırıldanırım yine "Lütfen bir rüya olsun, rüyada olayım Allah'ım Gerçek değil, rüya bu" diye. Uyandığımın aksine. Sonra gözlerim açılır, yüzleşir gerçekle. Bu bir rüya değil ama ben bir kabusun içinde yaşıyorum...
8 parts