Her akşam güneş farklı şekillerde batıyor. Farklı yerlerde, farklı kimselere. Bazen batsa da o güneş, gece dahi yakıyor. Batan her güneş alışagelmiş eylemden ibaret olsa da farklı batışlar ölümü simgeliyor. Bazen zamansız anda çalan telefon batırıyor güneşi, bazen yan apartmandaki yıkım. Kimi zaman bir çocuğun ağlayışı, kimi zamansa bir annenin feryadı batırıyor. Bir kadının rahminde de batabiliyor güneş, bir kürtaj masasında da. Güneş batınca hemen gece olmuyor. Kızıl bir matem yaşıyor gökyüzü. Tam o an güneş, bir ölüm kadar arsız bir yaşam kadar kurnaz oluyor. Ölümün arsızlığına kapılan yangının soğukluğundan kaçar oluyor. Yaşamın kurnazlığına takılanlarsa birer müsveddeden ibaret. Güneşi batıran bu sefer saydıklarım değil ismim oluyor. 🔥 "Benimle yanmayacaksan yaklaşma ateşime, ya söndür ya da birlikte kül olalım."