Story cover for aşk darbesi by MertcanKara96
aşk darbesi
  • WpView
    Reads 116
  • WpVote
    Votes 5
  • WpPart
    Parts 1
  • WpView
    Reads 116
  • WpVote
    Votes 5
  • WpPart
    Parts 1
Ongoing, First published Nov 20, 2014
04 Eylül 1980


        Fırtınalı yılların, bilinmezliğin etkisinde, kaosun içinde bir ülke... Bir taraf batı emperyalizmi diğer taraf bir  dönem dünya sahnesinde büyük boy gösteren sovyet sosyalizmi... Ülke bölünmüş mevsim sonbahar olsa da sokaklar ısınmış mitingler yankılanıyor. Bundan sadece 10-12 yıl kadar önce sırf bu görüş ayrılıkları yüzünden verilen canlar unutulmuş hiçbir ders çıkaramayan halk yine kaosun icinde iki tarafa ayrılıp bilinmezliğe doğru bir adım daha atıyordu. Hatta bazen bu adım öyle büyük oluyordu ki  çarkın her zaman başa döneceğini bilmeksizin ''davaları'' adına gencecik fidanlar ölüme gülerek gidiyordu.Sağ sol kavgası günden güne büyüyor tampon görevindeki Türkiye başkaları tarafından bu göreve kuşatıldığını ve kışkırtıldığını bilmiyor, ABD'nin sözde özgürlük ve iyileştirici yardımları için kurduğu NATO ve bazı planlar amaçlarına büyük ölçüde
All Rights Reserved
Sign up to add aşk darbesi to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
KIZILCA by __Katre__
21 parts Ongoing
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
You may also like
Slide 1 of 10
Şafağın Şarkısı cover
KIZILCA cover
İki Yangın Arasında cover
Asenath | Firavun'un Ruhu cover
Gül-i Saltanat cover
YÜZYILLAR ARASI YOLCULUK (Düzenlemede) cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
Kara Peçe cover
İkinci Yaşam 1-2 cover
Ölümə Qalan Son 7 Dəqiqə cover

Şafağın Şarkısı

24 parts Ongoing

Kanlı Ay'ın yükseldiği gece, Banu gözlerini kapattığında kendi yatağındaydı... Ama açtığında kendini keçeden bir çadırın içinde, kürklerle örtülmüş bir yatakta buldu. Artık o Banu değildi. Xiango Devleti'nin prensesi Sayina'ydı. Yüzlerce çadırın arasında, ihanete uğramış, ailesi katledilmiş, kendi hayatı için bile mücadele etmek zorunda olan bir prenses... Onu bekleyen iki ölümcül sınav vardı: Önce, onu öldürmeye çalışan amcası Karaçay Kağan ile yüzleşmek. Sonra ise, zorla evlendirildiği, acımasızlığıyla ün salmış düşman general Han Ruo'nun karısı olmak. Modern çağdan gelmiş sıradan bir kadın, entrikaların, kanlı savaşların ve ihanetiyle ünlü bir çağda, kimsesiz bir prenses olarak hayatta kalabilecek miydi? Peki ya aşk? Kan ve nefretle yoğrulmuş bu dünyada, kalbinin gerçek sahibini bulsa bile ona güvenebilir miydi?