Tehlike Halkası
  • LECTURES 44
  • Votes 8
  • Parties 3
  • LECTURES 44
  • Votes 8
  • Parties 3
En cours d'écriture, Publié initialement mai 11, 2021
Contenu pour adultes
09/01/2016 ''Abicim seni çok özledim... Bugün gene hemşire ablalar odama geldiler, kontrollerimi yaptıktan sonra dişlerimi fırçalamak için lavaboya gittim ve saçlarımın düne göre daha çok döküldüğünü gördüm. Ama merak etme abicim ben senin hala savaşçı kardeşinim ve lösemiyi atlatacağım! Sana söz veriyorum. Umarım trende rahat uyumuşsundur tam 3 gün 4 saat 58 dakika sonra görüşürüz abicim'' 
Kardeşin Rüya
Bu mektubu tam 4. kez okuduktan sonra gene onun yokluğunu kabullenemedim... Gene küçük savaşçımın kaybettiğine inanamadım üstünden tam 10 yıl geçse de nerde olursam olayım taşıdığım mektubumu cebime koydum ve trenin içinde ki hafif tıkırtılar ve kurumuş göz yaşlarımın  eşliğinde uykuya daldım...

Ruhlarımız kaç felaketten sonra beraberse, inkar etmek için hangi sebep kalır ki? Sen benim yaram oldun ilk önce sonra yaramı sardın ve iyileştirmiştin... Ardından ben senin yaran olmuştum. Kazanmak için her yolu denemektense, birlikte kazanmak  çok daha önemliydi. Evet bu bizi bir miktar yavaşlatacak ve kendi hedeflerimize koşarken gecikmemize sebep olacaktı belki ama, birlikte kazandığımız küçük şeyler, tek başına kazandıklarımızdan çok daha iyi olacaktı..
Tous Droits Réservés
Inscrivez-vous pour ajouter Tehlike Halkası à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu), écrit par Maral_Atmc6
72 chapitres En cours d'écriture
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
KIZIL GECE , écrit par DuruMavii
85 chapitres Terminé
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
FIRTINA ZAMANI  cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Ejderhanın Tutsağı cover
YIRTICI GÖZLER cover
IŞIĞIN GÖLGESİ cover
Yılan Yuvası cover
YAŞAMAYANLAR (KİTAP OLDU) cover
KIZIL GECE  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover

FIRTINA ZAMANI

6 chapitres En cours d'écriture

Askerin kanı yerde kalmaz, hainin de kökü kurumaz, derler. Bu kez kuruyacaktı!