15 parts Complete Söze Ümmü Gülsüm başladı, kısık bir sesle seslendi. "Yusuf."
Adını söylemesi bile Yusuf'un kalbinin ritmini değiştirmişti. Ancak sözlerinin devamı onu yaraladı.
"Sen daha iyilerine layıksın."
Ümmü Gülsüm devam etmek isterken Yusuf onu susturdu.
"Hayır Ümmü Gülsüm, sakın...
Sakın öyle bir şey söyleme."
"Bak Yusuf, ben geçmişte çok hata yaptım. Bir erkek arkadaşım olmadı. El ele tutuşmadım, göz göze bakışmadım ama internette sürekli kendi fotoğraflarımı..."
"Hayır!" diye susturdu onu Yusuf. Kızmıştı. "Bunları duymak istemiyorum." diye kaşlarını çattı.
"Geçmiş geçmişte kaldı. Unut bunları. Benim yanımda bir daha asla bu konulardan bahsedilmeyecek."
Ümmü Gülsüm başını eğdi. Ellerini peçesinin altına götürüyor yaşlarını siliyordu.
"Sen benim eşim olacaksın Ümmü Gülsüm. Geçmişin, günahın... hiçbir şey umrumda değil. Rabb'imin bile sildiğini, unutturduğunu ben mi hatırlatacağım? Tövbe edeni niye hor göreyim? Bazı insanlar öyle günahlarla imtihan edilir. Hz. Ömer'i hatırla, kendi öz kızını diri diri toprağa gömmemişmiydi? Fakat ne oldu ömür boyu tövbe etti de cennetle müjdelendi."
Ümmü Gülsüm yalnızca sustu. Yusuf devam etti.
"Özür dilerim. Senin hakkında söylediğim sözler için. Asıl ben bunca hakaret etmişken sen beni affedebilecek misin? Hakkını helal eder misin?"
"Geçmişimi hatırlamadan gözlerimin içine bakabilir misin?" diye ağlıyordu Ümmü Gülsüm.
"Sen benim geleceğimsin, ezelden beri ömrüme yazılanımsın Kalubela'dan beri tuttuğum aşk orucumsun. Gözlerine baktığımda yalnızca sevda görür gözlerim, aheste ruhlu yüreğim. Daha... Daha ne diye seni suçlayayım Ümmü Gülsüm. Belli ki sözlerim seni çok yıkmış. Asıl sen beni bağışlayabilecek misin? Yüreğin küsmeden gözlerime bakabilecek misin?"