♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤ Bir yanda hasta kardeşini iyleştirmek isteyen bir abla, Damla Güçlü... Bir yanda sevdiğini zannetiği o kadının kendisini sevmemesini kendine yediremeyen, hırsını Aşk zanneden bir adam, Dolunay Kara... ♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤ Onların aşkı kendi aralarındaki bir oyundu taki doğru bilinen yanlışlar ortaya çıkana kadar.... Seviyorum... Seviyorum meğersem sevmediğimi zannettiğim kadını deli gibi seviyorum. "SEVİYORUM LAN ONU. KENDİ ELLERİMLE İTTİĞİM KADINI DELİ GİBİ SEVİYORUM AMA KAYBETTİM, DELİ GİBİ SEVDİĞİM KADINI KAYBETTİM BEN" sadece o duysun diye değil tüm İstanbul duysun diye o karanlık gecede haykirdim onu sevdigimi fakat ne tüm İstanbul ne de o duydu benim onu deli gibi sevdiğimi... Fakat bilmediği birşey vardı Dolunayın deli gibi sevdiği kadın ondan hiç gitmemişti ki, gidememişti. Hep sol Yanındaydı, nefes kadar yakınındaydı onun... Hem birkere ruhuna işlemişti onun nasıl gidebilirdi ki. Sadece bir tiyatro perdesinin kapanmasıydı onların ayrılığı. İki insan gerçekten birbirlerini kalpten severse elbet birgün yolları ayrılsa bile o yollar yine birbirlerine çıkar, yine bulurlar birbirlerini taki o çağresi olmayan ölüm ayırana dek...