yüreğimi söküp şu masaya çarpmak mümkünatı olsaydı şayet tüm bu kelimeleri kullanmak lazım gelmezdi elbette
lakin göğsümdeki ateşin gücü ancak beni yakmaya,
yazdığım kelimelerin gücü ancak canhıraş ağlamalarımı kimsenin kulağına erişmesin diye çelikten koca duvarlara tıkmaya
en iyici bahiste eskimiş, küflenmiş bir plaktan çıkan,duyulması neredeyse imkansız tıngırtılar haline gelip birilerinin gözünden akan tek bir damla olmaya yeter.
her halükarda ne yüreğimin sızısını
ne de göğsümü delip geçen hançerin acısını tam anlamıyla anlatamaz,
bu acıyı paylaşamam.
"biliyorum,biliyorum bir şey eksik.
daha önce hep orada olan bir şey.
bu şehir kalbimi tutuyor.
görmüyor musun,gidemiyorum işte.
tüm bildiklerimin bu duvarlardan ibaret."