"Ama bundan sonra karşılaşacağımıza emin gibisin sanki." Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Hissediyorum diyelim." dedikten sonra parmağını yavaşça bana doğru uzattı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışır gibi ona bakarken hafifçe burnumun üzerine vurup geri çekildi. Yaptığı haraket beni bozguna uğratırken vücudum iflas bayrağını çekmiş gibiydi. "Ve ben hislerim de yanılmam." dedi bana kalktığı bankta üstten bir bakış atarak. Şaşkın bir ördek gibi öylece kalmışken bulunduğumuz anı çalan bir telefon sesi bozmuştu. Tuna kaşlarını çatarak elini cebine attı ve hızla ekrana baktı. Ben de onunla beraber merakıma engel olamayıp oraya doğru bakınca gördüğüm isim bir kez daha küçük birer enkaz gibi ayaklarıma battı. Melek. Gerçek dünyaya hoşgelmiştik. İkimiz de. Bakışları hızla bana dönerken yutkundu Tuna. Ne diyeceğini bilmiyordu galiba. Ama ben hazırdım, söyleyeceği cümleye kelimelere kısacası her bir ihtimale. Ama sonra bir an herşey durdu. Sustu, kesildi. Her bir kelime boğuldu. Tuna telefonu güç tuşuna bakarken gözüme baka baka kapattı. Ve tekrar cebine attı sakin bir ifade ile. Kalbim güm güm atarken gözlerim şokla açılmıştı. "Görüşeceğiz sarışın." dedi ve elini siyah şortuna sürttü. "Görüşeceğiz..." dedi tek nefeste. ♪ |ruhumteslimatta |tamamlandı 140722