Yazgı kartları karıştırır, biz de oynarız, diyordu Arthur Schopenhauer.
Kartları ben dağıtmış, geri çekilmiş ve elime umutsuzca bakarken aylar geçirmiştim. Bu son el değildi ama oyun o kadar kötü gidiyordu ki, artık masadan kalkma zamanı bile gelmiş olabilirdi.
Ama kader, beni o masada tuttu. Çünkü oyunun kazananını kartları dağıtan değil, kader belirlerdi. Bir platonik olarak öğrendiğim en önemli şey de buydu: Sana gelecek olanı kırk duvar olsa durduramazdı ama gelmeyecek olana da kırk at versen bir adım yol almazdı.
Asel sadece kuzenine mesaj atacaktı... Ama Fransa'nın en büyük mafyasına yazdığını fark ettiğinde artık çok geçti.
Aşk mı geliyor, yoksa bela mı?
Aksiyon #1 11.11.2025
Aşk #1 01.11.2025
Mafya #1 11.11.2025