"Duygusuzluğun neden, gözlerindeki bu sis neden, hızı bile değişmiyor kalbinin, ses tonun hep eşit."
Dizlerinin üzerine çöküşünü izledim, nedenleri kafamın içinde belirirken hala sessizdim.
"Şu haline bir bak, sen bir ölüsün, yalvarırım bir bak bana, bir kez olsun dolsun gözlerin, ufak bir duygu sezeyim içinde yalvarırım. "
Namluyu başının sağ tarafına yasladı, dur demek geldi içimden. Sararmış parmak boğumlarını defalarca öpmek, başını tutup göğsüme bastırmak. Ama öylece durdum hep olduğu gibi.
" Sana acıyorum, herşeyden mahrum olduğun için acıyorum. Beni görmediğin için yanan içim yüzünden de kendime acıyorum. Her zaman söylediğim gibi Aden, sen bir cennet bahçesisin. Bu dünya da seni bulamadım, diğer dünyada bari sev beni.."
Tetik sesiyle tepkisiz kalmam zorlaştı, inanmamak elde değildi. Aniden gelen ateş sesiyle kalbim hızlandı. Başardın demek istedim, ritmi değişti demek istedim, korkuyorum demek istedim. Hissetmek için bile geç kalmıştım..
"Ah! H-Haris!"
"Sana o adamı unutturacağım Arel,ve yeminim olsun bu gece kendi adını bile unutacaksın." İçimde hareketleri sertleşirken gözüm dönüyordu. Gerçekten dediği gibi,beni sertçe beceriyordu.
"Şu andan itibaren bir Bakırcı'sın Arel,siktiğimin anlaşması umrumda değil, artık benimsin."
...
Haris Bakırcı &Arel Hancızade
Not; Bu hikayede +18 unsurlar vardır. Kurgudaki soy isimler,kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Ve bu bölümler öylesine yazılmıştır,yani çerez bölümler