Taehyung bir kere bile olsa Jimin'in saçlarını sevebilmek istiyordu. Dizlerinde yatan Jimin'in saçlarında ellerini özgürce dolaştırabilmek, uyumadan-önce-kurulan-düşler listesinde favorisiydi. Ona bir arkadaştan ziyade bir sevgili gibi sarılabilirse kafasını omzuna yaslaması için eliyle baskı yapacak ve bu sırada saçlarını okşayacaktı. Onun için Jimin öylesine güzeldi ki onu uzaktan izlerken on saniyeden fazla gözlerini üzerinde tutamaz, on birinci saniyede tuttuğu nefesini verip önüne döner ve ona dokunma arzusuyla karıncalanan parmak uçlarını sıraya vurup ritim tutarak rahatlatmaya çalışırdı. Ne zaman Jimin ona bakarak dostça gülümsese Taehyung kendini dünyanın en değerli insanı gibi hisseder ve içinden onun karşısında donakalmamak için ne kadar işe yaradığı belirsiz olan dualar ederdi. İlişkilerinin boyutu sınıf arkadaşlığından ileri gidemese de bu küçücük bağ Taehyung için yeterliydi. Bir gün bu bağın kopabileceği, yollarının ayrılabileceği hiç aklına gelmemişti. Ancak son sınıf olmalarıyla birlikte, bir gün lisenin bitecek olması gerçeği Taehyung'un kafasına tokmak gibi indi. Taehyung, Jimin'e olan hisleri ve içindeki korkularıyla yüzleştiğinde (biraz da arkadaşlarının baskısıyla) nihayet bir karar vermişti: Kadere bırakmak. Eğer kaderlerinde birliktelik varsa ne olursa olsun birbirlerine kavuşacaklarını düşündü. Bu yüzden yazı tura oynamaya karar verdi. Oldukça basitti, belki de bu basitlik ona cazip gelen şeydi. Cebinden çıkardığı metal parayı bir süre inceledi. Jimin'e itiraf etmeye, daha da önemlisi Jimin'den vazgeçmeye hazır mıydı? Böyle bir yöntemle? Ne kadar çok sorgularsa o kadar soğuyordu bu karardan. Yeniden Jimin'i düşündü, her zamanki nazik tonuyla adını seslenişi zihninde yankılandı. Bir göz kırpışı saniye sonra da parayı havaya attığını fark etti. 21.05.2021
1 part