Ben Eflal Gürsoy. Kendi çıkarları uğruna öldürülen anne ve babamın intikamını almak için bir yola çıktım. Bir seneden beri yaralarımı acılarımla sarmaya çalışırken anne ve babamı öldürenler mutlu ve huzurlu bir hayat sürüyorlardı. Aynadaki yansımamla ne zaman göz göze gelsem bana bağırdı, gerçekleri yüzüme fırlattı, acılarımla sardığım yaralarımı yeniden kanattı, bana anne ve babamın katillerini hatırlattı. Ben ise aynadaki yansımamı görmezden geldim, gerçekleri görmezden geldim. Tüm yaralarımı usulca acılarımla sarınca, gün aynadaki yansımamı dışarıya çıkarma günüdür diyerek asıl benliğimi aynanın içine gömdüm. Aynadaki yansımamın elinden tutarak onu oradan çıkardım ve işte bugün buradayım. İşte şimdi başlıyorum. Kimin av, kimin avcı, kimin kurt olacağına onlar karar vermişti. Kimin at, kimin vezir, kimin piyon olacağına yine onlar karar vermişti. Ben ise bu kararı verenlerin karar veremeyecek hale getireceğime yemin etmiştim. Piyon diye nitelendirdikleri kişi oyuna başladı. Ne atın ne de vezirin haberi vardı. Herkes piyonun bir kare ileri oynayabileceğini biliyorken ya iki kare oynarsa? Oyunun seyri değişmez mi?
1 part