Gece'nin karanlığında kendi sessizliğinden başka bir şey duyamaz olmuştu. Sessizliğin yoldaşlığı ise her ne kadar kabul etmek istemese de mahkum olduğu en acı gerçekti. Ölümden korkmazdı elbet ama bu kadar yakındayken hissettiği o endişe kırıntıları da neydi? Kendi için mi? Bilinmez.
Ya Gölge? Sessizliğinde şeytanlığıyla defalarca boğduğu, boğulduğu o çocuk gizemi ve soğuk nefesi ile engel olamaz mıydı ölüme? Kelimelerle anlatamayacak kadar yorgunken kendini zorlayıp kalan tüm enerjisi ile söylediği o son sözler, gerçekte ne kadar gerçekti?
Düşünülmemesi gerekilen o düşünceler bu kadar vakit alamaz, zamandan çalamazdı. Halbuki ne kadar da acımasızdı. Her düşüncesi, her sözü, her yumruğu, her bakışı, her adımı, her hareketi adeta ölümü andırıyordu. Ne çakı, ne neşter ne bıçak ne de jilet kesemezdi, alamazdı ondan o farklı zamanlarda farklı acılarla karşısına çıkan lanet geçmişini.
O sözünü tutmuştu. Benliğini kaybetmemiş, ölen kişilere mümkün olduğu kadar soğuk, ölmesi gerekenlere ise elinden geldiğince acımasız davranmıştı. O şeytandı. Ve uyanmamalıydı. Uyanıkken aldığı nefesler herkese zarardı.
Oysa hissedemediği hisleri, hissetme arzusuyla dolup taşıyordu. Hissetmek istediği ama hissiz olmanın verdiği bombokluğun farklı tonlarıyla aldığı o son nefes, nefes olmaktan çıkacaktı ve ölüm hiç bu kadar yakında olmamıştı.
"Siyah bütün kusurları gizler, tıpkı gece gibi..."
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizden istediğim ana karakter olan kız ile empati kurmanız. Babasına olan düşkünlüğünü anlamanız. Bu kitapta önyargılı abiler yok, karışan bebekler yok. Alışılmış klasik abilerim hikayesi değildir. Dikkat! Bu kitabı okurken neden benim abim yok diye dert yanabilirsiniz :)
"Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzaklaştı. "Benim kızım değil o!" dedi ve üstüme atılmak için hamle yaptı. Fevri bir hareketle geriye kaçarken hemşirelerden biri annemin koluna enjektör sapladı. Sakinleştirici olduğunu tahmin ettiğim sıvı bedenine girdi, hareketleri yavaşça kesilirken hala sayıklıyordu.
"Gerçekleri söyle ona Yılmaz." dedi uykuya dalmadan hemen önce. "Öz ailesini bulsun."
Beni bitirecek kelimeler dudaklarından döküldü. Annem odaya alınırken babam da peşinden gitti. Bedenim titredi, vücudumu soğukluk kapladı. Bir insan narkozluyken asla yalan söyleyemezdi.
Başlangıç: 12 Haziran 2022