Karantinanın başındaki süreci anlatmaktadır, zoom dersi ağırlıklıdır.
akel: "Mona Roza'dan ayrıldıktan sonra şiir yazmayı neden bıraktınız?" sorusuna şöyle cevap veriyor Sezai Karakoç : "Hayatının öznesini kaybedince, devrik olur tüm cümlelerin."
fakat önemli olan doğru özneyi bulmakmış.
yiğit: Sezai Karakoç hiçbir zaman Mona Roza'yla birlikte olmadı ki. Mona Roza'nın haberi bile yoktu onu sevdiğinden. Şiirin akrostiş olduğu anlaşıldıktan sonra Muazzez Akkaya'nın haberi oldu. Haliyle böyle bir cümle de söylemiyor. Zaten Sezai Karakoç, Mona Roza'yla ilgili hiç konuşmazdı.
akel: öyle ya, ne sen Mona Rozasın
ne de ben Sezai Karakoçum ;)
Eşcinsel konulu bir hikayedir.
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.