"Sana en başında söylemiştim." dedi, kaşlarını çatarak. "Bizden olmaz, dedim. Ama sen imkansızı zorlayarak denemek istedin ve bu durumda olmamızın sebebi sensin."
"Ben sadece seni sevdim."
"Hayır," Başını kendinden emin bir şekilde iki yana salladı. "Sen bize sonunu bile bile acı çektirdin."
Bir yandan haklıydı. Zor yolu tercih etmiş, olmazı oldurmaya çalışmış ve ikimizin de acı çekmesine sebep olmuştum. Ama tüm bunlara rağmen... Pişman değildim. Yaşadıklarımdan, duygularımdan, onunla olmaktan... Hatta şu anki durumumuzdan bile pişman değildim.
"Pişman değilim." diyerek düşüncemi dile getirdim. Dağılmış saçları, kanayan dudağı ve hırpalanmış yüzüyle gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu.
"Burada olmamalıydın." dedi, konuyu değiştirmek için.
"Bir terslik olduğunu anladım. Seni tek bırakamazdım, Jug."
"Anlamıyorsun, değil mi?" Bakışlarını benden çekti ve başını yukarı kaldırıp tavana baktı. "Asla anlamayacaksın."
Bir şey söylemedim. Jug, birkaç saniye sonra yeniden bana baktı. Bu sefer bakışlarında kesinlik vardı ve tıpkı bakışları gibi ses tonu da keskindi.
"Ben ölmek için doğdum, Betty. Ne zaman olduğu fark etmez. Benim sonum bu." Son cümleyi söylerken işaret etmek istercesine içinde olduğumuz depoya baktı.
"Hayır," dedim, onun gibi keskin bir tonla. Omuzlarımı dikleştirdim ve kendimden emin tavrımla aşık olduğum gözlerin tam içine baktım. "Yanlışın var, Jones. 'Biz' ölmek için doğduk."
••
|080721|
Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve Jungkook'un, kardeş rolü için berbat bir ikili olduğunun farkında değildir.
!slow burn enemies to lovers
!partners in crime
211023