"Parfümüm odanın baş köşesinde duruyor. Hatta bazen yastığına sıkıyorsun." Eli uzanıp az önceki asi saç tutamını tekrar kulağımın arkasına itti. "Ve beni, özellikle yarı çıplak halimi aklından çıkaramıyorsun. Doğru mu?"
Nefesimin boğazımda tıkanıp kaldığını hissettim. Belimdeki eli hâlâ beni sıkıca tutuyor, bir yere kaybolmadığımdan emin oluyordu.
Sonunda gözlerimi kaldırıp ona baktım.
"Doğru," dedim.
•
Melia Wright bir sabah uyanıp odasında huysuz bir hayaletle karşılaştığında işler rayından çıkmaya başladı. Daha kötüsü, bedenini arayan bu hayalet ondan mafyayla doğrudan bağlantısı olan üç kişiyle iş birliği yapmasını istiyordu. Melia'nın okuldan tanıdığı, herkese ulaşılmaz görünen üç erkek: Lorenzo Benitez, Rush Knox ve Aaron Carter.
Melia'nın iki seçeneği vardı: Ya sonsuza dek yanında bir hayaletle gezecek ya da bu tehlikeli üçlüyle bir anlaşma yaparak onlar için kılık değiştirip bütün rol yeteneklerini sergileyecekti. Onlar da karşılığında Melia'nın aradığı şeyi bulacaklardı.
Ve işte böylece, Melia'nın düzenli hayatı serbest düşüşe geçti.
Manikür yaptıramadığı için huysuzlaşan bir hayalet, pizzası için savaşmaktan çekinmeyen iki çocuk, ıstakoz tehlikesiyle dolu kokteyller ve yasadışı işlere bulaşmak yeterince zordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Melia kalbini buz gibi tehlikeli bir çift göze kaptırmamak için kendiyle savaşmak zorundaydı.
İçlerinden en zoru da buydu.