Nazlı iyi misin?" dedi.
"İyiyim. Ama benim gitmem gerek."
"Nereye gitmen gerek? Doğru düzgün söylesene şunu Nazlı!"
"Arayan Tuba'ydı. Eski sevgilisi kapısına dayanmış. O da mahalleyi ayağa kaldırmasın diye eve almış. Sonra ona yaklaşmaya çalışmış. Tuba da itince üstüne üstüne yürümüş. Tuba da kendini odasına kilitlemiş. Yani benim buradan gitmem gerek."
Yiğit Bey çatılan kaşlarıyla yüzüme bakarken,
"Tek başına gidemezsin Nazlı." dedi.
"Öyle mi? Bak gör nasıl gidiyorum." dedim. Arkamı dönerek yürüyeceğim sırada koluma sarılan eliyle beni çevirip kendisine çekti.
Bedenlerimizi birbirine yapıştırdığında kulağıma doğru eğilip nefesini üfledi.
"Gidemezsin demedim Nazlı. Ben seni götürürüm."
Bedenlerimizin teması kalbimin göğüs kafesimi parçalarcasına atmasına sebep olurken, kulağıma üflediği nefesi karnıma sancılar saplanmasına neden oldu. Bu kadar yakınımdayken dediğini reddedecek gücü kendimde bulamamıştım. Başımı aşağı yukarı salladım.
aile kurgusudur
klasik bir şey yazıyorum umarım beğenirsiniz
İlk bölümler biraz saçma oldu. Mantık hataları var. Finalden sonra düzenlemeye alacağım.
2. Sezonda olayların akışı değişiyor.
İyi okumalar