"Çok inatsın" Alp bunu dediğinde ona baktım.
"Değilim." İnatçı değilim, nereden çıkarıyordu ki inatçı olduğumu?
"Öyle mi dersin Nehir?" Alp bir kez daha inatçı biri olduğumu savunurken hiç düşünmeden hızlıca ona döndüm, ama bir yalnışlık vardı. Alp şuan dibimdeydi.. Bunu nasıl düşünmedim..
"Ne oldu dondun kaldın Nehir?" Hızlıca önüme döndüm, şuan utançtan kıpkırmızı olduğumu söyleyebilirim, ama neden?
Neden ona yakınken böyle hissediyorum? veya yanında değilken sanki onu görmek istiyorum..?
Düşündüğüm şey olduğunu sanmıyorum..? O çok karanlıktı.. çok içine kapanıktı. Ben sevsem bile o sevmezdi, ben de korktuğum şeyin başıma gelmesini istemiyordum. İkimiz de yeterince acı çekiyorduk zaten..
-Bunu derken kararlıydım ama korktuğum şey başıma gelmişti..-
---------------------------------
Bu ilk kitap yazma deneyimim.. İstediğiniz gibi bir şey çıkaramassam çok özür dilerim :(
İyi okumalar:)
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....