"Olanları duydun mu?"
"Evet, her şey dehşet verici!"
"Tüm sınıf delirmiş diyorlar!"
"Peki o kız? Psikopat gibiydi!"
"Hiçbir şey olmamış gibi aralarından geçti!"
"Böyle bir okulda okumak istemiyorum!"
"Neler olduğunu biliyor musun?"
"H-Hayır, ancak bazı şeyler duymuştum."
"Ne tür şeyler?"
"Çok korkunç ama hepsini uydurma şehir efsanesi zannetmiştim!"
"Daha fazla bu şehirde kalamam!"
"Birşeyler oluyor ve bizler tehlikedeyiz! Bu çok ciddi.Neden kimse neler olduğu hakkında bize birşey söylemiyor?!"
Bir okul,bir sınıf,bir cinayet... Ve geçmişin pençeleri arasında sıkışıp kalmış sırlar...
Bir kız, dünyanın önünde diz çökeceği kadar zeki ve tehlikeli...
08.06.2021~
*Silenzio di Tomba isimli ilk kitaptır*
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.